HACI BEKTAŞÎ VELİ
-
Bektaşi Tarikatının piridir.
-
Bektaşilik, XIII. yüzyılda Hacı Bektaş Veli tarafından temel ilke ve söylemleri oluşturulmuş Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılmış kültürel, sosyolojik, fikri ve tasavvufi bir sistemdir.
-
O, Anadolu'yu Türkleştiren Türkmen gücünün hayatına şekil veren bir halk lideridir. Hacı Bektaş Veli'ye bağlı Türkmenler'e, Bektaşi denilmiştir.
-
Alevi Bektaşi anlayışını harcını karmış bu, birçok ülkede kabul görüp benimsenmiştir.
-
Hoca Ahmet Yesevi tarikatında yetiştiği söylenir. Ama Hoca Ahmet Yesevi ile dönemdaş değildir.
-
Kardeşleri ile Horasan ' dan gelerek Anadolu'ya yerleşmiştir.
-
Felsefesi: İnsan sevgisi, hoşgörü, paylaşım ve toplumsal eşitlik ilkeleri üzerine oturtmuştur.
-
Mezarı Nevşehir iline bağlı Hacıbektaş ilçesindedir.
İlk eğitimini Şeyh Lokman-ı Perende’den aldı. Lokman-ı Perende, Ahmed-i Yesevi’nin halifelerinden olup, zahir ve batın ilimlerinde derin bilgilere sahipti. Bektaş Veli Lokman-ı Perende’nin gözdesiydi. Ve rivayetlere göre kendinde olağanüstü haller gerçekleşiyordu.
Hacı Bektaş-ı Veli, eğitimini tamamladıktan sonra Anadolu'ya geldi. Halka doğru yolu göstermeye başlayan ve kıymetli talebeler yetiştiren Hacı Bektaş-ı Veli, kısa zamanda tanınarak büyük rağbet gördü. Bu sırada Anadolu'da dini, iktisadi, askeri ve sosyal teşekkül olan ve kendisinin de bağlı olduğu "Ahilik Teşkilatı" ile büyük hizmetler yapan Hacı Bektaş-ı Veli ve talebeleri, Osmanlı sultanları tarafından da sevildi ve hürmet gördü.
Bu sıralarda kuruluş devrinde olan Osmanlı Devleti'nin sağlam temeller üzerine oturmasında büyük hizmetleri oldu. Sultan Orhan zamanında teşkil edilen “Yeniçeri Ordusu”na dua ederek, askerlerin sırtlarını sıvazladı. Böylece Hacı Bektaş-ı Veli'yi kendilerine manevi pir olarak kabul eden Yeniçeri Ordusu, manevi hayatını ve disiplinini ona bağladı. Hacı Bektaş-ı Veli, asırlarca Yeniçeriliğin piri, üstadı ve manevi hamisi olarak bilindi. Bu bağlılık ve muhabbet, Yeniçerilerin sulh zamanındaki talimleri ve harplerdeki gayret ve kahramanlıklarında çok müsbet neticeler verdi. Bütün bunlar, halk ile Yeniçeriler arasındaki yakınlığı kuvvetlendirdi.
Yeniçeriler, dervişler gibi cihad azmiyle dolu ve görülmemiş derecede kahraman ve fedakar oluşlarında, bu hadiseler müsbet tesirler gösterdi. Yeniçerilerin; "Allah, Allah! İllallah! Baş uryan, sine püryan, kılıç al kan. Bu meydanda nice başlar kesilir. Kahrımız, kılıcımız düşmana ziyan! Kulluğumuz padişaha ayan! Üçler, yediler, kırklar! Gülbang-i Muhammedi, Nûr-i Nebi, Kerem-i Ali... Pirimiz, sultanımız Hacı Bektaş-ı Veli..." diyerek savaşa başlamaları, bunun manidar bir ifadesidir.
Hacı Bektaş-ı Veli'nin Makalat adlı Arapça bir eseri vardır. 1338 senesinde vefat eden Hacı Bektaş-ı Veli'nin derslerini ve sohbetlerini takip ederek onun tarikatına bağlananlara, tasavvuftaki usûle uyularak "Bektaşi" denildi.
Makalat'ın asıl nüshaları tetkik edildiğinde, onun; İslam dinine sıkı sıkıya ve sağlam bir şekilde bağlı, İslamiyete uymayan davranışlara şiddetle karşı çıkar.
MAKALAT
Sohbetler sözler anlamına gelir. Hz Adem'in yaratılışı, Şeytan ve Şeytani işler, Allah'ın birliği gibi konuları ele almıştır. Arapça yazılan bu eserin aslı elde bulunmadığı gibi Hacı Bektaş'ın kaleminden çıktığı da tarihi açıdan henüz kesin değildir.
Makâlât, bilindiği gibi, dört kapı-kırk makam tertibi üzere kaleme alınmıştır. Dört kapı (Şerîat-Tarîkat-Marifet-Hakikat), kırk makam anlayışı Türk mutasavvıflarının kabûl ve takip ettikleri bir sülûk anlayışıdır.
Hacı Bektaş Velî'nin dünyevi, dîni ve tasavvufî konularındaki duygularını, düşüncelerini ve nihayet bütünüyle "insan imajını" en açık, sade, anlaşılır, tabiî söyleyişlerle ortaya koyduğu eseri hiç şüphesiz "Makâlât"dır.
Makâlât; Şerîat, Tarîkat, Marifet ve Hakikat gibi dört kapıdan ve her kapının da on makamından bahseder. Makâlât'ta; tasavvuftan, kalp ahvalinden, zâhid, ârif ve muhiblerden bahsedilerek insan övülmekte, kendisine verilen nimetler dile getirilmektedir.
Makâlât'ın ilgi çeken en önemli hususu, düşüncelerin Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerine ve Hz.Peygamber'in Hadîs-i şeriflerine dayandırılmış olmasıdır. Bazı bölümlerinde, konular sadece âyetler zikredilerek anlatılmaya çalışılmıştır.
Sekiz ayrı bölümden oluşan Makâlât'ın, birinci bölümünde; "Anâsır-ı Erbaa", yani; hava, su, toprak ve ateş'ten ibaret dört unsura bağlı olarak, dört çeşit Müslüman imajı tipi bulunduğundan bahisle, bunların sırasıyla; Âbidler, Zâhidler, Marifet Ehli ve Muhibler olduğu belirtilir.
Hünkâr Hacı Bektaş Velî Makâlât'ta; İslâm dîninin îman, ibâdet ve ahlâk konularına yer vermiş, ele aldığı konuları âyet ve hadîslerin ışığında ve onlarla destekleyerek incelemiştir. İyi bir Müslüman olabilmek ve Allah'ın rızâsına erebilmek için dikkat edilmesi gereken hususları, dört ana başlık ve her birini de on alt başlık halinde sıralamış, kendi üslubu ile de dört kapı, kırk makam olarak ifade etmiştir.
Şimdi dört kapı, kırk makam olarak ele alınan konuları sıralamaya çalışalım. Şerîat, Tarîkat, Marifet ve Hakikat olarak isimlendirilen dört kapının makamları da aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:
Birinci Kapı - Şerîat ve On Makamı:
1. Îman getirmektir.
2. İlim öğrenmektir.
3. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, gücü yeterse hacca gitmek, gazâ etmek ve gusletmektir.
4. Helâl kazanç kazanmak ve ribâ'yı (faizi) haram bilmektir.
5. Nikah kıymak-evlenmektir.
6. Hayız ve lohusalıkta (Kadınlardan uzak durmak), cima'ı haram bilmektir.
7. Ehl-i sünnet ve'l-cemââtten olmaktır.
8. Şefkat ve merhamet sahibi olmaktır.
9. Helâl yemek ve temiz giyinmektir.
10. Emr-i bi'l ma'ruf ve nehyi'ani'l münkerç (İyiliği emredip, yaramaz işlerden sakınmaktır).
İkinci Kapı - Tarîkat ve On Makamı:
1. Mürşitten el alıp tövbe etmektir.
2. Talîb ve mürîd olmaktır.
3. Saçını, sakalını ve elbiselerini temiz tutmaktır.
4. Mücâhede etmektir (Nefsine söz geçirmektir).
5. Hizmet etmektir.
6. Korkmak, sakınmak, emin olmamaktır.
7. Hak'tan ümidini kesmemektir.
8. Hırkadır, zenbildir, makasdır, seccâdedir, ibrettir, hidâyettir.
9. Sâhib-i makam, sâhib-i cemiyyet, sâhib-i nasîhat, sâhib-i muhabbet olmaktır.
10. Aşk, şevk ve fakirlik (yokluk) üzere olmaktır.
Üçüncü Kapı - Marifet ve On Makamı:
1. Edebtir.
2. Korkmaktır.
3. Perhizkârlıktır.
4. Sabır ve kanâattır.
5. Utanmaktır.
6. Cömertliktir.
7. İlimdir.
8. Miskinliktir (Gösterişsiz yaşamaktır).
9. Marifettir.
10. Kendi özünü bilmektir.
Dördüncü Kapı - Hakikat ve On Makamı:
1. Toprak gibi olmaktır (Alçak gönüllü, tevâzu ehli olmaktır).
2. Yetmiş iki milleti bir görmek ve kimseyi ayıplamamaktır.
3. Elinden gelen yardımı kimseden esirgememektir.
4. Dünyada yaratılmış bütün nesnelerin, kendisinden emin olmasıdır.
5. Her bir iş için mülkün sahibi Allah'a güvenip yalnız ondan yardım ve başarı dilemektir.
6. Sohbettir. Sohbette hakikatın sırlarını söylemektir.
7. Seyr-i sülûk sâhibi olmaktır.
8. Sır'dır. Kendinden sadır olan kerâmetleri saklamaktır.
9. Münâcât etmektir (Allah'a yalvarmaktır).
10. Müşâhede'dir (Tanrı'ya ulaşmak- Fenâfillah makamıdır).
Fevâ'idnâme
Eserin yazması Türkçe'ye çevrilmiş ve basılmıştır. Eser muhtevâ olarak Makâlât'la çok büyük benzerlikler göstermektedir. Dîni, ahlâki ve tasavvufî konuları ihtivâ eder.
Fâtiha Sûresi Tefsiri
Hacı Bektaş Velî'nin böyle bir eseri bulunduğunu ilk defa Fuat Köprülü haber vermiştir.
Şathiyye
Hacı Bektaş Velî'nin iki sayfa kadar tutan bir şathiyyesi olduğunu Abdülbâki Gölpınarlı nakletmektedir.
Hacı Bektaş Velî'nin Nasîhatları
Hacı Bektaş Velî'ye ait nâsihat ve vasiyyetler, bir nüshası Hacı Bektaş İlçesi Halk Kütüphanesinde kayıtlı olan ve Dedemoğlu tarafından yazılan "Akâidi Tarîkat" müteakiben kaydedilmiştir.
Besmele Şerh-i
Bir nüshası Manisa Kütüphanesinde bulunan bu eser Türkçe olarak kaleme alınmıştır. Eser, Hacı Bektaş Velî'nin Besmele Tefsiri adıyla yayınlanmıştır. Hacı Bektaş Velî bu eserinde Besmelenin mânâ ve rûhunu yorumlar. Bunu yaparken de âyet, hadîs ve birtakım kıssalardan deliller getirir.
Hacı Bektaş Velî'nin Şerh-i Besmele isimli eseri, genellikle ilâhi merhamet ve hoşgörü konusunu işlemektedir. Bu eserde Rüştü Şardağ tarafından 1985 yılında Manisa İl Halk Kütüphanesindeki el yazmaları arasından bulunarak, aynı yıl yayınlanmıştır.
|