AHMET ÜNAL
ercisliemrah
ERCİŞLİ EMRAH
Araştırmacılara göre Erzurumlu Emrah 19.yy da yani Ercişli Emrah’tan 200 yıl sonra yaşamıştır. Karakoyunlu olan Ercişli Emrah Türkçe’yi çok iyi kullanırken Erzurumlu Emrah şiirlerinde Farsça, Arapça ve Türkçe’yi kullanmıştır. Ercişli Emrah; şiirlerinde duygularını ve sevgilisini anlatırken bitki, hayvan ve dini motiflerden yararlanmıştır. Kuş ve hayvan motifleri arasında turna, suna, bülbül, keklik, ceylan, baykuş, kuzu, koyun, yer alırken dini sembol olarak ta Mevla, Tanrı, Hak, Hazreti Muhammet, Hızır, Huri ve peri sembollerini kullanmıştır. Bitki dünyasından sadece gül, menekşe, nergis ve sümbül adlarını kullanmıştır. Ozan Ahmet Poyrazoğlu’na göre Ercişli Emrah’ın 20 şiiri Er-zurumlu Emrah’a, bir şiiri Summaniye, bir şiiri Bayburtlu Zihniye, bir şiiri de Karacaoğlan’a mal edilmiştir. Bir şiirini Âşık Reyhani ve Dur-sun Cevlani kendilerine tapşırmışlardır. Bir şiiri ise Keskin türküsü olarak geçmektedir. Ercişli Emrah’ın Erzurumlu Emrah’a mal edilen şiirlerinden birisi “Dedim- Dedi” veya “Uykudan Uyanmış gözleri mahmur” şiiri-dir. Bu şiir Ercişli Emrah’ın Selbi’ye söylediği ilk şiirlerinden (türkülerindendir) Erzurumlu Emrah şiirlerini hazırlayan Metin Karadağ’da bu şekilde zikretmektedir Erzurum bölge radyosuna Eflatun Cem Güney tarafından değiştirilerek okutulmuştur. Ercişli Emrah’ın mezarının, Çelebibağı Kale mezarlığında ol-duğu kabul edilmekle birlikte, Emrah’ın İran dönüşü “köşk“ yaptırdığı üzüm bağlarındaki mevkide de olduğu da rivayet edilmektedir. Ancak bu çok zayıf bir ihtimaldir. Ercişli Emrah hakkındaki bilgiler Hayatı etrafında oluşturulan Emrah ile Selbihan (Selvi) hikâyesi ile sınırlıdır. Bu hikâye Türk Halk Hikâyeleri arasında geniş coğrafyada bilinmektedir. Çeşitli yörelerde farklı anlatımları olmasına rağmen ortak nokta Emrah’ın Ercişli olmasıdır. Erciş anlatımına göre Emrah Selvi’sine kavuşamamıştır. Hikâyenin sonunu özetlersek; Emrah yaşlı, bitkin ve yorgun-dur. Hastalanmış yatağa düşmüştür. Hasta yatağında selbihan’ı sa-yıklamaktadır. Bu arada İran Çapakurları tarafından reislerine götürülen Selbihan bir fırsatını bulur, ellerinden kurtulur, Erciş’e gelir. Emrah; “Baba Selbihan’ın kokusu geliyor” diyerek sazını is-ter son türküsünü söyler. Selbihan o anda içeri girer. Emrah güçlükle başını çevirir büyük bir özlemle onu seyreder. Bir şeyler söylemek ister söyleyemez. Elini Selbihan’a uzatır ama son nefesini vermektedir. Eli yana düşer. Emrah ruhunu teslim edince Selbihan’ın feryadı dağı taşı inletir. Selbinin gözyaşları sel olup akar. Bu acıya daha fazla dayanamaz. Emrah’ın naşı mezara konulacağında Ellerini gökyüzüne açarak cemaate döner: “Ey cemaat Allah’ını seven benim bu yapacağım duaya âmin desin” der ve başlar duaya. Son Peygamber Hazreti Muhammet hatırına, diğer peygamberler, evliyalar enbiyalar hürmetine pirler aşkına dileğinin kabulünü dua eder. Beni Emrah’ıma yoldaş et, Canımı al Allah’ım, Biz bu dünyada kavuşamadık öbür dünyada kavuştur Ya Rabbim der, cemaatten helallik ister, kendisini Emrah için açılan mezarın içine atar, ruhunu teslim eder. Emrah’ın mezarının yanına bir mezar daha kazılır. Bu mezara da Selbihan defnedilir. Sonuç olarak: Bütün araştırmacılar Ercişli Emrah’ın var oldu-ğunu Erciş’te yaşadığını, şiirlerinin Erzurumlu Emrah’a mal edildiğini kabul etmiştir. Erciş’teki yaşlılarında anlattıklarından yola çıkılarak mezarının Çelebibağı’nda olduğu ağırlık kazanmıştır. 19 Temmuz 1979 tarihinde düzenlenen “Ercişli Emrah Semineri ve Şenlikleri” sırasında büyük bir katılımla ziyaret edilerek burada gömülü olduğu kabul edilmiştir.
DEDİM DEDİ Seherde uyanmış gözleri mahmur Dedim inci nedir dedi dişimdir Dedim duman nedir dedi aynımda Dedim pişen nedir dedi zulümdür SEHER YELİ Bad-i seba sen Mevla’yı seversen Sen seher yelisen esersin yakın Emrah’ım der kurdurayım sazları NUR Geldi geçti erenlerin kervanı Dokuz kat melaik Mevla’ya tapar Sefil Emrah derki erler himmeti GÜL YAVAŞ YAVAŞ Ala gözlerini sevdiğim dilber Doldur doldur nargileyi tazele Emrah diyer acım yerde kalmasın EL ALDI GİTTİ Yüz bin mihnet ile bir bağ yitirdim Yüz bin dert çekmişem bin daha gerek Nazlı yarın kem baharı geliptir SEYRANA DÜŞTÜ Çarşamba gününde seher vaktında Çıktı bin naz ile göründü bize Emrah kimse yarın bu kadar öğmez
Alıntı : ercisliler.net |