AHMET ÜNAL
uygrlar2
MU KOLONİLERİ UYGURLAR 2
”Churchward, u,Uygur İmparatorluğunu MU koloni İmparatorluklarının en büyüğü ve en önemlisi olarak tasvir eder: “MU’dan sonra yalnız başına bile Uygur, dünyan en geniş imparatorluğuydu.” Mu araştırmacılarına göre bu koloni imparatorluğu doğuda Pasifik Okyanusuna, batıda Moskova’ya kadar uzanıyor, güneyde ise İran’ın kuzeyi, Hindistan ile kuzey Vietnam ile sınırlanıyordu. Bazı eski Çin kaynakları Uygur İmparatorluğunun 17.000 yılönce doruğuna ulaştığını söyler. Bu eski Çin kaynaklarına göre Uygurların tenleri açık ve beyaz, gözleri mavi, saçları da sarıydı. Uygur ülkesinin geçmişte bugün gibi çöller ve dağlarla kaplı olmayıp, burada düz verimli toprakların ve düzgün yolların uzandığı, ileri uygarlıkların hüküm sürdüğü bir ülke olduğu, doğu efsanelerinin çoğunda anlatılır. Hans S. Santesson konuya ilişkin şunları söylemektedir: Bütün doğu efsaneleri eskiden Orta Asyanın Himalaya bölgesi dâhil olmaz üzere, düz, ormanlarla kaplı, işlenen, bereketli topraklara, büyük şehirleri ve köyleri birbirine bağlayan düzgün yollara sahip geniş bir ülke olduğunu gösterir. Bu şehirlerde krallar için mükemmel saraylar, özel evler ve büyük tapınaklar inşa edilmişti.“ bugün bu topraklar bir çölden ibarettir. Kaya çakıllı kaba kum ve kum tabakalarını 20m. Kazdığımız zaman Khara-Khota harabelerine erişiriz. Ama Gobi Çölünün başka yerlerinde, erozyona uğramış yerlerde, kurumuş akarsu yataklarını, kanalları ve gölleri fark edebiliriz.” Mu araştırmacılarına göre Uygur İmparatorluğunun başkenti bugün Gobi Çölünün uzandığı bölgede bulunmaktaydı. Nitekim Rus Prof. Arkeolog Kosloff, Gobi Çölünde çok eski Khara-Khota kentnin kalıntılarında kazılar yapanken bir mezara rastladı. Mezarda 18.000 yıl öncesinden kalma, genç bir hükümdar çiftini canlandıran bir duvar resmi bulunuyordu. Churchward, buluntunun üzerinde çeşitli MU sembollerine rastladığını söylemektedir. Uygurlar üçüncü zamanda Orta Avrupa’da bir yerleşme zinciri kurmuşlardı. İmparatorluğun (manyetik afetin sonunda) çöküşünden sonra kurtulan ve onlardan oluşanlar yeniden Avrupa’da koloniler kurdular. Churchward bütün buların Pleistosen’de olduğunu söyler. Churchward’a göre, Slavlar, Tötonlar, İrlandalılar, Brötonlar, Basklar ve Keltler, hepsi Uygurların torunlarıdır. Bunlar üçüncü zamandaki Avrupa kolonilerinin torunlarıyla “manyetik Afetten” kurtulabilen torunlarıdır. Uygurların Avrupa’ya iki esas göçleri olmuştu. İlk göç eden kavim, Churchward’ın “manyetik afet” dediği tufanla ve bunun ardı dıra “dapların yükselmesiyle” yok olmuştur. Hans S. Snatesson “MU’yu Anlamak” (Understanding MU) adlı kitabında tufandan sonraki Uygur toplulukları hakkında şunları söyler:“tufandan kurtulabilen ayrı küçük kavimler arasında Eski İrlandalılar, Basklar, Brötonlar ve Ermeniler de bulunur ki bunların dilleri arasında büyük bir benzeşme vardır.“bu tufandan sonra Aryen adı altında tanınan küçük Uygur kabileleri batı ve Ora Asya’dan gelerek Doğu Avrupa’da tekrar oluşmuşlardır. İlk göç Pliosen’de “ dağların yükselmesinden” önce ikincisi ise Pleistosen’de “dağların yükselmesinden” sonra olmuştur.”
Uygurlar, tarım, mimarlık, maden arama, matematik ve astroloji dallarında ileri aşamalara ulaşmışlardı. Batı Göç Yolları Ve Kişe-Maya, Moğol Halkları MU’nun diğer batı kolonizasyon yollarında Moğollar ve Kişe-Mayalar görülmektedir. Moğolların bir bölümü Asya’nın kuzeyine giden yolu izlediler ve kuzey Asya’ya yayıldılar. Churchward, sarı Moğolların ikinci grubunun da Birmanya’nın kuzeyine çıkarak oraya yayıldıklarını bildirmektedir. H.S.Santesson, Kişe-Mayalar (Quiche-Maya) hakkında şu bilgileri veriyor: “ diğer kolonizasyon akımlarında Kişe-Maya adlı halkla birlikte Malezya adarlına gitti. Kişe- Mayaların başka yolları da kullandıkları sanılıyor, çünkü onları Orta Amerika’da, Güney Amerika’da ve güney Denizindeki Adalarda da görüyoruz. Japonlar Kişelerin kollarından biridir.” Üçüncü zamandaki büyük Uygur İmparatorluğu Batı Göç Yolları ve Quetzallar MU’dan göç diğer bir hakl da Uygurlar gibi tenleri beyaz ve gözleri mavi olan Quetzallardır. Bunlar Kuzey ve Orta Amerika’ya yerleşen ilk insanlardı. Churchward, gelenekleri hariç geriye hiçbir şey bırakmadıklarını belirtmektedir. H.S.Santesson Qyetzallar hakkında şunları söylüyor: “Quetzallar Meksika ve Orta Amerika’da hüküm sürüyorlardı ki son krallarının veya hanedanlığının adı Quetzals’dır “Quetzal hâkimiyetinin kesin tarihi belli olmamakla birlikte, halkıyla beraber istilacılar tarafından kovulması bizi 34.000 yıl öncesine götürür. “Quetzalların Avrupa’nın kuzeybatısına gelişleri kesin bir tarihe bağlanamaz. Bu tarihin Atlantis veya güney ve Güneybatı Avrupa’nın kolonize edilmesinden önce olması gerekir.” Mu’nun Kolonileri Olan Mohenjo-Daro Ve Harappa. 1921 yılında Hint arkeologu Daya Harappa, bugün adını taşıyan yerde yaptığı kazılar sonucu çok eski bir kentin kalıntılarını gün ışığına çıkarmıştır.Bir yıl sonra başka Hint arkeologları da Harappa’nın 700km. uzağında, İndus ırmaının bir adacığında yerlilerin Mohenjo-Daro(ölülertepesi) diye adlandırdığı bir tepede Harappa uygarlığı ile ortak özellikler gösteren daha eski bir yapı buldular. Araştırma ve kazıları Pakistan hükümeti de destekledi ve kazılar tamamlandığında, son derece düzgün sokaklarıyla Mohenjo-Daro kenti ortaya çıktı P.Colosimo, bu kentin yaşına ilişkin şu ilginç gerçeği açıklamaktadır. “ Bu sitede herhalde yüzlerce; hatta belki de binlerce yıl yaşamış olmalıydı. Oraya yeniden yerleşenler kim bilir kenti yeniden kaç kez yaptırmış ve belki savaşların su baskınlarının, depremlerin yakıp yıktığı bu kenti her defasında bir masal kuşu gibi yeni baştan yaratmış olmalıydılar. Sonunda bu siten (en üstteki sitenin) kalıntıları altında tam yedi kent daha bulundu. Belki kazılar daha da sürdürülebilseydi başka sitelerde ortaya çıkacaktı. Ne var ki bu olanaksızdı. Çünkü artık su düzeyine erişilmişti.” Üstelik Mohenjo-Daro kentinin en alt tabakalarında bulunan el işleri daha yüksek tabakalarda bulunanlara kıyasla daha ustalıklı ve daha güzeldir. Araştırmacılar kentin sadece çok eski değil aynı zamanda yüksek bir uygarlığın elinden çıkmış olduğunu gösteren kalıntılarla dolu olduğunu bildirmektedirler.
Yine Colosimo bu konuda şunları söylemektedir:“Mohenjo-Daro gösteriş yönünden yitirdiklerini akılcılık yönünden kazanmıştır. [ Devamı ] |
Bugün 307 ziyaretçi (412 klik) kişi buradaydı.