AHMET ÜNAL
titanyanus
TANRI TİTANYANUS Eski antik yunan tanrısı Titanyanus okyanusları aşıp büyük aşkı Elaymus'u bulmak için devrim yapmıştı.
Ülke kaosa sürüklenmiş, caddeler kan çarkıyla dönüyordu. Bir gün Titanyanus halkını büyük meydana toplayıp onlara kısacık bir söz söyledi. - "Duydum ki büyük aşkım Elaymus feci bir şekilde öldürülmüş düşman tarafından. Ben de aşka yenilmişim hiç yetişememişim." dedi ve sarayına doğru muhafızlarıyla birlikte yola koyuldu. Halktan bir kadın, tanrı Titanyanus'a seslendi: “ - "Ey yüceler yücesi okyanusların tanrısı ! Nereye gidiyorsunuz beni bırakıp ?." Titanyanus ve muhafızlar şaşkınlıkla döndüler, ki bir kadın sfenksi cansız ama konuşan !. Okyanuslar tanrısı Titanyanus, - "Sen kimsin ?." dedi. - "Ey yüce aşkım mavi aşkım benim Elaymus, senin büyük aşkın." - "Buna asla inanamam!” dedi okyanuslar tanrısı. ve ekledi. - "Eğer sen ölmemişsen ki cansızsın şu an, kimsin sen ?. Büyücü müsün ?. -"Hayır, asla yüce aşkım mavi aşkım. Beni düşman böyle yaptı. Eğer bana inanıp benimle bir gece dolunay'da öpüşürseniz eski halime döneceğim." dedi Elaymus. Bu esnada halk şakın bir vaziyette dediler ki: - "Yüceler yücesi okyanus tanrımız, bu bir büyücü işi açık ve size kurulan bir tuzak eğer bu sfenksi öperseniz siz de öleceksiniz, belli ki dudaklarında düşman zehri var." dediler. Bunun üzerine tanrı Titanyanus, sfenksi öpmekten vazgeçti. Ve aradan uzun yıllar geçer, savaş durmuş halk özgür ve huzur içinde yaşamaktadır. Bir gün halktan biri bir gece rüyasında kadın sfenksi görür. Rüyasına göre bu kişi Elaymus'un ta kendisidir. Rüya sahibine "Yarın gece dolunay var, ben sarayın içindeyim. Titanyanus yüceler yücesi aşkım mavi aşkıma söyleyiniz bu gece bana seslensin, geleceğim." der. Rüya sahibi okyanus tanrısı Titanyanus'a bir koşu yetişip aynen gördüğü rüyayı aktarır. Ne var ki tanrı şiddetle karşı çıkar. "O öldü ! Düşmanın tuzağına düşersem eğer tanrı değil ölü bir tanrı olurdum !." der ve evine dön emrini verir. Bunun üzerine tanrı uyur ve aynı rüyayı görür. Ama buna rağmen asla büyük aşkı Elaymus'un adını anmaz. Aradan uzun yıllar geçermiştir. Ve tanrı hala genç yakışıklı güçlüdür,halkının başındadır. Bir gün tanrı Titanyanus odasında dolaşırken yüzüne kan damlaları düşer, başını kaldırdığında ise büyük aşkı Elaymus'un uçtuğunu ama gözlerinden kan ağlayışını görür. Tanrı Titanyanus "Ey benim büyük aşkım! Sen ölmüştün ve şuan burdasın ama uçuyorsun. Ve gözlerinden kan damlıyor, neler oluyor böyle ?." Elaymus, güçlükle konuşuyordu, nefesi dahi titreyerek okyanus tanrısına dedi ki: -Büyük aşk bir ölümdür sevgilim, bir ölüm binlerce gün ve yıl demek. Benim gözyaşlarım kurudu. Bilir misiniz yüce aşkım, mavi aşkım Sfenksler kan ağlar. Çünkü siz masallara layıksınız . Masallarsa gece uyanır. Ben masal aşkı olsaydım ben de uyanacaktım. Benim yüce aşkım mavi aşkım. Görüyorsunuz ki büyülerde bir gün bozguna uğrar. Çünkü zaman yaşlı değildir. Benim yüce aşkım, mavi aşkım. Zaman daima genç kalır ve yenilenir ki eski eskiye ait bir aşıktır, daima eskiyi anar. Siz yenildiniz yüce tanrım, aşka yenik düştünüz. Ölüm size yakışmazmış benim kutsal bünyeme yaraşırmış. Siz ki aşkınızı yaşamaya tercih ettiniz. Eğer etmemiş olsaydınız ve beni öpseydiniz ,sonsuzluk okyanusunda kalacaktınız. Düşman sizi yanılmasın ki yanıldınız büsbütün ve tek bir ölüme Büyücünün de dediği gibi: "Aşk çirkinleştirir her şeyi -çirkinleştirir kalbi. Ama şefkat denilen az bulunan şey sıcaktır ve yakışmaz taşa." |
|
Aşk çirkinleştirir her şeyi -çirkinleştirir kalbi. Ama şefkat denilen az bulunan şey sıcaktır ve yakışmaz taşa...
Bugün 131 ziyaretçi (166 klik) kişi buradaydı.