AHMET ÜNAL
maviisikproje
MAVİ IŞIK PROJESİ
Mavi Işın Projesi eski ahitlerin kehanetinin gerçekleşmesi, Mesih'in Dönüşünü taklit etmeyi amaçlayan devasa bir projedir. Orion bu proje üzerinde tüm inkanlarını yığmış durumda. Başlıca, dünyanın dört bir tarafına her dilve lehçede, her alanda yayın yapacak uydular için önce uzaydan gökyüzünü kullanacak. Özellikle bu şov dünyanın her yöresine, kendi kültür ve dini inançlarına göre holografik teknoloji lazer projeksiyonlar aracılığıyla imajlar gösterecek. Kompüter animasyon ve ses efektleriyle uzaydan gelen görüntüler ve seslerle , şahit olanlar bunları sahici sanıp keni tarihlerine göre Mesih'in geri döndüğüne inanacak. Vefarklı bölgelerin Mesihin dönüşü hikayesi bir yerde toplanacak herkes hemfikir olacak. Bunların yapılması içinde buna uygun en iyi zaman olarak, global politik ve finansal kriz ve kaosların yaşandığı bir zaman seçilecek. Ve hatta bunun yanında uzaylıların dünyayı istilası gibi sahte bir senaryo ile kaos yaşatılıp bu programın son devresi de hazırda. PROJE MAVİ IŞIN, NASA'nın oluşturduğu 4 bölüm ve 4 programdan oluşuyor.
Bunu yapması için önce insanları yeniçağ dinine inandırması lazım. Çünkü yeniçağ dini tüm dinlerin yok olup yada çürütülüp tek bir yeni dinin kurulması için gerekli bir unsur. Bu Lusiferin Yeni Dünya Düzeninin Yeni Dini'nin temelleri demektir. Bildiğiniz gibi ORİON-Lusiferin amacı insanları ayırıp parçalamak ve köle etmek. Burada yanlız dikkati çeken bir nokta var. G8'in milletleri bir araya getirip onları birleştirmek gibi bir aktiviteye yanaşması. Yani anlıyacağınız basit bir şekilde Orion sol gösterip sağ vuruyor. Yani bir yandan gözlere insanları birleştirmeye çalıştığını, yapıcı olduğunu, barşçı ve demokratik olduğunu gösterirken, asılda diğer yandan da belli etmeden insanları, milletleri ayırıyor, ayrılık, ırkçılık yaratıyor, sınıf ayrımı yaratıyor, onları parçalıyor ve köleleştiriyor. Bunların hepsi çok gizlice ve sessizlik içinde devam ediyor. Bu yöntemle yeniçağ dinini gizlice yaymaya çalışıyor ve manuple ediyor. Buna göre;
1- Dünyanın birçok stratejik hassas bölgelerinde yapay olarak yaratılan depremlerin sonucunda çıkacak sahte yada gerçek arkeolojik keşifler inançların ve dinlerin yanlış olduğunu ve yanlış anlaşıldığını ortaya çıkaracak.
2- Devasa bir tanrı hayali yayınlayacak birçok 3 boyutlu lazer projeksiyonlarla İnsanların beynine konuşacak.
3- ELF, VLF, LF dalgalarıyla elektronik telepati aracılığı ile insanların beynine ulaşılıp beyinlerine gerçeği sahteden ayırt edemeyen içiçe yapay düşünceler yaratılarak tanrının kendi ruhuna konuştuğuna inandırılacak.
4- Aldatmak içinde elektronik evrensel 'doğaüstü' tezahürler yaratarak; Bu bir yere kadar doğru da olsa bir uzaylı istilasının ve bu geçişte ,başka uzaylıların kendilerini kurtaracağının an meselesi olduğuna inandırılacak, dünyanın her yerine şeytani varlıklar ve demonik yaratıkların sızdığına ikna edilip; Fiber optik, eşmerkezli kablolar, elektrik ve telefon hatları üzerinden seyahat edebilen şeytani illüzyonlar çıkarılacak.
Bu 4 basamak insanları deliye dönderip yardım arayışlarına sürükleyecek. Bir Mesih isteyeceker. Ve bu Mesih'te sahte olacak. Lusifer'in ta kendisi olacak. Bütün insanlar bu Mesih'i takip edecek. Milyarlar Yeni Dünya Düzenine bu olaylardan sonra hemen evet diyecek. Ve Milyarlar köleleştirilip Orionun kulları olacak. Şimdiye kadar gösterilen, "2001-Bir Uzay Macerası", "Yıldız savaşları", "Uzay Yolu", "Bağımsızlık Günü" gezegenimizin tehdit altında olduğuna (nitekim yıldız savaşları projesinin bir amacıda dünya dışı tehdit göstermeydi) ve milletlerin, dünya güçlerinin bir araya gelip bu tehditi püskürtmelerini, "Jurassic Park" filminde "Allah'ın" sözlerinin yalan olduğunu ve evrim teorisine yer verip insanların beynini yıkayan filimler dikkatle hazırlanmış devamlı yayına konulan, insanları bu plana hazırlıyacak programlardan bir kaç tanesidir.
-Haarp ve diğer askeri teknolojik enerji silahları ile depremleri ve doğal afetleri yaratmak bir yana onları istedikleri alana yöneltmek bile basit bir prosedür.
-Günümüz Teknolojisi'nin birçok kısmı Orion kaynaklı olduğundan Holografik bir uzay şovu ortaya koymaları zaten çok kolay olacaktır onlar için.
-Orionun Dünya güçlerine verdiği UFO teknolojisi sayesinde imal ettikleri sayısı ve şekilleri bilinmeyen Dünya yapımı UFO'larile de bir Dünya Dışı varlık istilası görünümünü yaratmalarıda bir o kadar da basit bugün.
Mavi Işın Projesi eski ahitlerin kehanetinin gerçekleşmesi, Mesih'in Dönüşünü taklit etmeyi amaçlayan devasa bir projedir. Orion bu proje üzerinde tüm inkanlarını yığmış durumda. Başlıca, dünyanın dört bir tarafına her dilve lehçede, her alanda yayın yapacak uydular için önce uzaydan gökyüzünü kullanacak. Özellikle bu şov dünyanın her yöresine, kendi kültür ve dini inançlarına göre holografik teknoloji lazer projeksiyonlar aracılığıyla imajlar gösterecek. Kompüter animasyon ve ses efektleriyle uzaydan gelen görüntüler ve seslerle , şahit olanlar bunları sahici sanıp keni tarihlerine göre Mesih'in geri döndüğüne inanacak. Vefarklı bölgelerin Mesihin dönüşü hikayesi bir yerde toplanacak herkes hemfikir olacak. Bunların yapılması içinde buna uygun en iyi zaman olarak, global politik ve finansal kriz ve kaosların yaşandığı bir zaman seçilecek. Ve hatta bunun yanında uzaylıların dünyayı istilası gibi sahte bir senaryo ile kaos yaşatılıp bu programın son devresi de hazırda. PROJE MAVİ IŞIN, NASA'nın oluşturduğu 4 bölüm ve 4 programdan oluşuyor.
Bunu yapması için önce insanları yeniçağ dinine inandırması lazım. Çünkü yeniçağ dini tüm dinlerin yok olup yada çürütülüp tek bir yeni dinin kurulması için gerekli bir unsur. Bu Lusiferin Yeni Dünya Düzeninin Yeni Dini'nin temelleri demektir. Bildiğiniz gibi ORİON-Lusiferin amacı insanları ayırıp parçalamak ve köle etmek. Burada yanlız dikkati çeken bir nokta var. G8'in milletleri bir araya getirip onları birleştirmek gibi bir aktiviteye yanaşması. Yani anlıyacağınız basit bir şekilde Orion sol gösterip sağ vuruyor. Yani bir yandan gözlere insanları birleştirmeye çalıştığını, yapıcı olduğunu, barşçı ve demokratik olduğunu gösterirken, asılda diğer yandan da belli etmeden insanları, milletleri ayırıyor, ayrılık, ırkçılık yaratıyor, sınıf ayrımı yaratıyor, onları parçalıyor ve köleleştiriyor. Bunların hepsi çok gizlice ve sessizlik içinde devam ediyor. Bu yöntemle yeniçağ dinini gizlice yaymaya çalışıyor ve manuple ediyor. Buna göre;
1- Dünyanın birçok stratejik hassas bölgelerinde yapay olarak yaratılan depremlerin sonucunda çıkacak sahte yada gerçek arkeolojik keşifler inançların ve dinlerin yanlış olduğunu ve yanlış anlaşıldığını ortaya çıkaracak.
2- Devasa bir tanrı hayali yayınlayacak birçok 3 boyutlu lazer projeksiyonlarla İnsanların beynine konuşacak.
3- ELF, VLF, LF dalgalarıyla elektronik telepati aracılığı ile insanların beynine ulaşılıp beyinlerine gerçeği sahteden ayırt edemeyen içiçe yapay düşünceler yaratılarak tanrının kendi ruhuna konuştuğuna inandırılacak.
4- Aldatmak içinde elektronik evrensel 'doğaüstü' tezahürler yaratarak; Bu bir yere kadar doğru da olsa bir uzaylı istilasının ve bu geçişte ,başka uzaylıların kendilerini kurtaracağının an meselesi olduğuna inandırılacak, dünyanın her yerine şeytani varlıklar ve demonik yaratıkların sızdığına ikna edilip; Fiber optik, eşmerkezli kablolar, elektrik ve telefon hatları üzerinden seyahat edebilen şeytani illüzyonlar çıkarılacak.
Bu 4 basamak insanları deliye dönderip yardım arayışlarına sürükleyecek. Bir Mesih isteyeceker. Ve bu Mesih'te sahte olacak. Lusifer'in ta kendisi olacak. Bütün insanlar bu Mesih'i takip edecek. Milyarlar Yeni Dünya Düzenine bu olaylardan sonra hemen evet diyecek. Ve Milyarlar köleleştirilip Orionun kulları olacak. Şimdiye kadar gösterilen, "2001-Bir Uzay Macerası", "Yıldız savaşları", "Uzay Yolu", "Bağımsızlık Günü" gezegenimizin tehdit altında olduğuna (nitekim yıldız savaşları projesinin bir amacıda dünya dışı tehdit göstermeydi) ve milletlerin, dünya güçlerinin bir araya gelip bu tehditi püskürtmelerini, "Jurassic Park" filminde "Allah'ın" sözlerinin yalan olduğunu ve evrim teorisine yer verip insanların beynini yıkayan filimler dikkatle hazırlanmış devamlı yayına konulan, insanları bu plana hazırlıyacak programlardan bir kaç tanesidir.
-Haarp ve diğer askeri teknolojik enerji silahları ile depremleri ve doğal afetleri yaratmak bir yana onları istedikleri alana yöneltmek bile basit bir prosedür.
-Günümüz Teknolojisi'nin birçok kısmı Orion kaynaklı olduğundan Holografik bir uzay şovu ortaya koymaları zaten çok kolay olacaktır onlar için.
-Orionun Dünya güçlerine verdiği UFO teknolojisi sayesinde imal ettikleri sayısı ve şekilleri bilinmeyen Dünya yapımı UFO'larile de bir Dünya Dışı varlık istilası görünümünü yaratmalarıda bir o kadar da basit bugün.
Mavi ışık projesi, NASA’nın gizli arşivlerinden sızmış bir bilgi. Öylemi gerçekten? Sence? Yoksa buda bir oyunmu? Amerika ne derse inanmam biliyormusunuz? Her zaman inancım gereği bu tür şeyleri şeriatla muhasabe ederim. Sonuç her zaman beni memnun etmiştir.
Mavi ışık projesinde kullanılan teknolojinin bilgileri bu kadar gizli ama bir şekilde sızıyor, yoksa bunu kendileri bilerekmi sızdırıyor? Hedefleri ne olabilir?
Mehdi’nin (Aleyhisselam) çıkış zamanında semadan bir el gözükecek.
Keza (N.b. Hammad) Zühri’den tahric etti, Buyurdu: Süfyani ve Mehdi savaş için karşı karşıya geldikleri günde semadan şöyle bir ses işitilir: “Allah’ın evliyası Falanın ashabıdır.” (Yani Mehdi a.s.)’yi kast ediyor. Esma binti Umeys dedi ki: O günün alameti Semadan uzatılmış ve insanların kendisine bakıb durduğu bir el’dir. (Kitab-ül Bürhan fi Alamet-il Mehdiyyil Ahir Ez- Zaman)
Hologramik teknoloji ile insanlara gösterilecek herhangi bir el ile filan filan Allah’ın evliyası diye nida edilse ve bunun için müslümanlardan bir kişiye işaret etseler, Allahu Alem bu kendileri için çok riskli olur ki, İslamiyetin tekrar kuvvet bulmasından korkarlar... Bu yüzden kendileri bunun yerine bir müslümana işaret etmek yerine ve Mehdi lakabını kullanmak yerine yalancı birine işaret ederek, bu sayede bilgisiz müslümanlarada, “bakın semadan el de gözüktü ve bakın bizim mesihimize (deccala) işaret etti” diye bir yalan ile bu işe süs verebilirler.
Peki Hakk olan nidayı nasıl anlarız? Hakk olan işareti nasıl biliriz? Deccal’ın sıfatlarını tam anlamıyla bilerek. Şeriata muhalif herhangi bir davranış elbette Deccal’ı ele verecektir, biz bunu inşa’Allah o gün şerî ilimlerle bileceğiz.
Bir ikinci işarette şudur: Keza (N.b. Hammad) Ebu Cafer’den tahric etti, buyurdu ki: Semadan bir münadi “Hak Al’i Muhammed’dedir”, yerden de bir münadi “Hak Al-i İsa’nın veya Abbas’ındır” (Ravi burada şüphe etti) diyecektir. Yerden gelen ses şeytanın kelimesi, semadan gelen ses ise Allah’ın yüce kelimesidir.
Ramazanın yarı gecesinde (15. nci gecede) uykuda olanı uyandıran ve uyanıkları da korkutan bir seda. Semadan, arz ehline, şamil olan bir ses ki, herkes bunu kendi lisanı ile işitir.
(Kitab-ül Bürhan fi Alamet-il Mehdiyyil Ahir Ez- Zaman)
Ve buna benzer defalarca nidalar daha olacaktır. Ramazan ayında, Muharrem ayında, Zilhicce ayında vs. işte sizler bu bilgiyi (Kitab-ül Bürhan fi Alamet-il Mehdiyyil Ahir Ez- Zaman) adlı kitaptan temin edebilirsiniz...
Mavi ışık projesi, wikileaks veya benzeri sızıntılı haberleri elbette bir oyun olarak algılıyorum. Bunun insanlara sızdırılma adı altında sunulduğunu düşünüyorum ki bu Ümmet-i Muhammed’e vurmak istedikleri darbeye hazırlıktır. Biz müslümanların gayba iman etmiş olmamız, görsel olupta şerî bir dayanağı olmayan durumlara itibar etmeyiz. Ehl-i Sünnet’in seçtiği orta yol bu şekildedir.
14 asır evvelinden Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) bizleri Deccal’ın fitnesine karşı şiddetle uyarmıştır. Bu konuyla ilgili yüzlerce hadis-i şerif mevcuttur. Ama malesef müslüman toplum bu konuda hala gerekli bir bilgiye sahip olmadığından, böyle fitne içerikli teknolojik projelere karşı zayıf kalmakta ve itikadı zedeleyecek şeylere itibar etmektedir. Deccal’ın fitnelerinden birtanesi, şeytanların (cinlerin) emrinde olması ve bununla birlikte görsel olupta müslümanları kendine iman ettirmesi, hadislerde mevcuttur. Mesela yağmur yağdırması, diriltmesi ve Rablık iddia etmesi gibi.
Son olarak aşağıdaki hadisle yazıya son veriyorum, bu hadis-i şerifle ne denmek istendiği elbette Peygamberimizin (s.a.v) diliyle daha net ve açtıktır. Acizliğimizi itiraf eder ve Rabbü’l Teala’nın Rahmetini niyaz ederiz, Vesselam.
Ebu Ümame el Bahili’den (Radıyellahu anhu) rivayet edildiki şöyle haber vermiştir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bize hitap etti. Ekseri hutbeleri Deccal hakkındaki sözleriydi. Bizi ondan sakındırırdı. Şu sözü de bundandır: “Yeryüzünde Adem’in (Aleyhisselam) neslini Allah’ın yaratma sından bu yana Deccalin fitnesinden daha büyük bir fitne yoktur.
Allah’ın gönderdiği bütün peygamberler ümmetlerini Deccalden sakındırmışlardır. Ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Sizler ümmetlerin sonuncususunuz. Deccal, çaresiz sizin içinizde çıkacaktır. Eğer ben sizin aranızda iken çıkarsa, herbir müslüman yerine ben, onunla davalaşırım. Eğer benden sonra çıkarsa herkes, kendi nefsini savunacaktır. Allah, her müslüman üzerine, benim vekilimdir.
Muhakkak o, Şam ile Irak arasından çıkacak tır. Sağı solu ifsad eder.
Ey Allahın kulları sabit kalın. Muhakkak ben size onun sıfatlarını vasfedeceğim ki benden evvel hiçbir peygamber onu böyle vasfetmemiştir.
ـــــ O başladığı vakitte “Ben peygamberim” der. Halbuki benden sonra peygamber yoktur.
ـــــ İkinci olarak derki ‘Ben sizin rabbinizim’ Halbuki sizler ölmedikçe rabbinizi göremezsiniz.
ـــــ Hemde onun gözü kördür. Halbuki rabbiniz kör değildir.
ـــــ Onun iki gözü arasında ‘kafir’ yazılıdır. Yazıyı bilen veya bilmeyen herbir mümin onu okur.
ـــــ Onun beraberinde bir bahçe ve ateş olma sı da onun fitnesindendir. Onun ateşi bahçedir, bah çesi ateştir. Her kim onun ateşi ile imtihan edilirse Allah’tan imdad istesin ve Kehf suresinin evvelini okusun. Onun üzerine (ateşi) soğuk ve selametli olur. Nasıl ki İbrahimin üzerine ateş böyle olmuştu.
ـــــ Bir bedeviye şöyle demeside onun fitnesindendir. ‘Şayet sana babanı ve anneni diriltirsem benim, senin rabbin olduğuma şahitlik edermisin?’ Bedevi evet der. İki şeytan annesi ve babası suretinde gelip derler ki ‘Ey evladım ona tabi ol. Muhakkak o senin rabbindir’
ـــــ Yine onun fitnesinden biride bir kişiye musallat olup onu öldürmesi ve testere ile onu ikiye yarmasıdır. Hatta iki parça halinde açılır. Sonra der ki ‘Şu kuluma bakın, muhakkak ben onu şimdi dirilteceğim. Sonra o zanneder ki benden başka rabbisi var’ Allahu Teala o kulu diriltir. Habis (Deccal) der ki ‘Rabbin kimdir?’
ــــ Rabbim Allahtır, sen Allahın düşmanısın, sen Deccalsın, Allaha yemin olsun ki bu günkü olduğum basiretten daha şiddetlisi üzere olmamış tım.
Ebu Said der ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu. “Bu adam ümmetimin cennette derece bakımından en üstünüdür.”
ـــــ Onun fitnesinden biride gökyüzüne emr edip yağmur yağdırması, yere emredip bitki bitir mesidir.
ـــــ Fitnesinden biride, bir beldeye uğrayıp onu yalanladıklarında, sağlam hiçbir yaylım hayva nı kalmayıp hepsinin helak olmasıdır.
ـــــ Başka bir beldeye uğrayıp onu tasdik ettiklerinde gökyüzüne emrederek yağmur yağdırması, yeryüzüne emrederek bitki bitirmesidir, öyle ki o günde hayvanları olduklarından daha fazla semiz, en büyük halde olup memeleri bol sütle dolar.
Yeryüzünde basmadık arazi bırakmaz, ancak Mekke ve Medine hariçtir. Kapılarından hiç birin den onlara giremez, ancak melekler onu keskin kılıçlarla karşılarlar, taki Medine’nin yakınında çorak kırmızı bir araziye iner. Medine, ahalisini üç kere şiddetli şekilde sallar. İçerde münafık erkek ve kadından kimse kalmayıp hepsi çıkar. Körük demirin pisliğini dışarı attığı gibi Medine, içinde bulunan habisleri dışarı atar. Bu güne halas (kurtuluş) günü denir.
Ebu Akrenin kızı Ümmü Şerik derki ya Resulullah o günde araplar nerdedir.
Buyurdu ki “O gün araplar çok azdır. Toplulukları Beyti Makdis’dedir. (Kudüs) İmamları salih bir adamdır.
Bir ara imamları (Mehdi) sabah namazı için öne geçince o anda Meryem oğlu İsa iner. İmam olan zat gerisingeri döner ki, İsa (Aleyhisselam) insanlara namaz kıldırsın. İsa elini onun iki omuzu arasına kor, sonra şöyle der “Öne geç ve namazı kıldır. Zira senin için kamet edilmiştir.” İmamları onlara namazı kıldırır.
Namaz bitince İsa (Aleyhisselam) der ki “Kapıyı açın.” Kapı açılır, birde ötesinde Deccal ve beraberinde yetmiş bin yahudi hepsi kılıç ve kalkanla kuşanmş.
Deccal, İsa’yı (Aleyhisselam) görünce, su içinde tuz eridiği gibi erir ve korkarak kaçar. İsa (Aleyhisselam) derki “Muhakkak benim için sana vurmak vardır. Bu hususta beni geçemezsin.” Onu (Deccali) doğu tarafındaki Luddi kapısının yanında yakalayıp öldürür.
Allahu Teala yahudileri hezimete uğratır. Allahın yarattığından hiçbir şey ile yahudiler örtünemezler ki Allahu Teala o şeyi konuştur masın. Ne bir taş, ne bir ağaç, ne bir duvar, ne bir hayvan. Ancak kargad ağacı müstesnadır. Zira bu ağaç onların ağacı olup yahudiyi haber vermez. Diğerleri konuşup “Ey Allahın kulu müslüman. Şu saklanan yahudidir, gel onu öldür.” (derler.)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu “Deccalın günleri kırk senedir. Bir senesi, senenin yarısı gibidir. Bir senesi ay gibidir. Bir ayı Cuma gibidir. Diğer günleri kıvılcım gibidir. Öyle ki kişi şehrin kapısında sabahlar, akşama diğer kapısına ulaşamaz.
Denildiki ya Resulullah o kısa günlerde nasıl kılarız. Buyurdu ki şu uzun günlerinizde taktir ettiğiniz gibi taktir edersiniz ve kılarsınız. (İbni Mace)
Mavi ışık projesinde kullanılan teknolojinin bilgileri bu kadar gizli ama bir şekilde sızıyor, yoksa bunu kendileri bilerekmi sızdırıyor? Hedefleri ne olabilir?
Mehdi’nin (Aleyhisselam) çıkış zamanında semadan bir el gözükecek.
Keza (N.b. Hammad) Zühri’den tahric etti, Buyurdu: Süfyani ve Mehdi savaş için karşı karşıya geldikleri günde semadan şöyle bir ses işitilir: “Allah’ın evliyası Falanın ashabıdır.” (Yani Mehdi a.s.)’yi kast ediyor. Esma binti Umeys dedi ki: O günün alameti Semadan uzatılmış ve insanların kendisine bakıb durduğu bir el’dir. (Kitab-ül Bürhan fi Alamet-il Mehdiyyil Ahir Ez- Zaman)
Hologramik teknoloji ile insanlara gösterilecek herhangi bir el ile filan filan Allah’ın evliyası diye nida edilse ve bunun için müslümanlardan bir kişiye işaret etseler, Allahu Alem bu kendileri için çok riskli olur ki, İslamiyetin tekrar kuvvet bulmasından korkarlar... Bu yüzden kendileri bunun yerine bir müslümana işaret etmek yerine ve Mehdi lakabını kullanmak yerine yalancı birine işaret ederek, bu sayede bilgisiz müslümanlarada, “bakın semadan el de gözüktü ve bakın bizim mesihimize (deccala) işaret etti” diye bir yalan ile bu işe süs verebilirler.
Peki Hakk olan nidayı nasıl anlarız? Hakk olan işareti nasıl biliriz? Deccal’ın sıfatlarını tam anlamıyla bilerek. Şeriata muhalif herhangi bir davranış elbette Deccal’ı ele verecektir, biz bunu inşa’Allah o gün şerî ilimlerle bileceğiz.
Bir ikinci işarette şudur: Keza (N.b. Hammad) Ebu Cafer’den tahric etti, buyurdu ki: Semadan bir münadi “Hak Al’i Muhammed’dedir”, yerden de bir münadi “Hak Al-i İsa’nın veya Abbas’ındır” (Ravi burada şüphe etti) diyecektir. Yerden gelen ses şeytanın kelimesi, semadan gelen ses ise Allah’ın yüce kelimesidir.
Ramazanın yarı gecesinde (15. nci gecede) uykuda olanı uyandıran ve uyanıkları da korkutan bir seda. Semadan, arz ehline, şamil olan bir ses ki, herkes bunu kendi lisanı ile işitir.
(Kitab-ül Bürhan fi Alamet-il Mehdiyyil Ahir Ez- Zaman)
Ve buna benzer defalarca nidalar daha olacaktır. Ramazan ayında, Muharrem ayında, Zilhicce ayında vs. işte sizler bu bilgiyi (Kitab-ül Bürhan fi Alamet-il Mehdiyyil Ahir Ez- Zaman) adlı kitaptan temin edebilirsiniz...
Mavi ışık projesi, wikileaks veya benzeri sızıntılı haberleri elbette bir oyun olarak algılıyorum. Bunun insanlara sızdırılma adı altında sunulduğunu düşünüyorum ki bu Ümmet-i Muhammed’e vurmak istedikleri darbeye hazırlıktır. Biz müslümanların gayba iman etmiş olmamız, görsel olupta şerî bir dayanağı olmayan durumlara itibar etmeyiz. Ehl-i Sünnet’in seçtiği orta yol bu şekildedir.
14 asır evvelinden Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) bizleri Deccal’ın fitnesine karşı şiddetle uyarmıştır. Bu konuyla ilgili yüzlerce hadis-i şerif mevcuttur. Ama malesef müslüman toplum bu konuda hala gerekli bir bilgiye sahip olmadığından, böyle fitne içerikli teknolojik projelere karşı zayıf kalmakta ve itikadı zedeleyecek şeylere itibar etmektedir. Deccal’ın fitnelerinden birtanesi, şeytanların (cinlerin) emrinde olması ve bununla birlikte görsel olupta müslümanları kendine iman ettirmesi, hadislerde mevcuttur. Mesela yağmur yağdırması, diriltmesi ve Rablık iddia etmesi gibi.
Son olarak aşağıdaki hadisle yazıya son veriyorum, bu hadis-i şerifle ne denmek istendiği elbette Peygamberimizin (s.a.v) diliyle daha net ve açtıktır. Acizliğimizi itiraf eder ve Rabbü’l Teala’nın Rahmetini niyaz ederiz, Vesselam.
Ebu Ümame el Bahili’den (Radıyellahu anhu) rivayet edildiki şöyle haber vermiştir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bize hitap etti. Ekseri hutbeleri Deccal hakkındaki sözleriydi. Bizi ondan sakındırırdı. Şu sözü de bundandır: “Yeryüzünde Adem’in (Aleyhisselam) neslini Allah’ın yaratma sından bu yana Deccalin fitnesinden daha büyük bir fitne yoktur.
Allah’ın gönderdiği bütün peygamberler ümmetlerini Deccalden sakındırmışlardır. Ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Sizler ümmetlerin sonuncususunuz. Deccal, çaresiz sizin içinizde çıkacaktır. Eğer ben sizin aranızda iken çıkarsa, herbir müslüman yerine ben, onunla davalaşırım. Eğer benden sonra çıkarsa herkes, kendi nefsini savunacaktır. Allah, her müslüman üzerine, benim vekilimdir.
Muhakkak o, Şam ile Irak arasından çıkacak tır. Sağı solu ifsad eder.
Ey Allahın kulları sabit kalın. Muhakkak ben size onun sıfatlarını vasfedeceğim ki benden evvel hiçbir peygamber onu böyle vasfetmemiştir.
ـــــ O başladığı vakitte “Ben peygamberim” der. Halbuki benden sonra peygamber yoktur.
ـــــ İkinci olarak derki ‘Ben sizin rabbinizim’ Halbuki sizler ölmedikçe rabbinizi göremezsiniz.
ـــــ Hemde onun gözü kördür. Halbuki rabbiniz kör değildir.
ـــــ Onun iki gözü arasında ‘kafir’ yazılıdır. Yazıyı bilen veya bilmeyen herbir mümin onu okur.
ـــــ Onun beraberinde bir bahçe ve ateş olma sı da onun fitnesindendir. Onun ateşi bahçedir, bah çesi ateştir. Her kim onun ateşi ile imtihan edilirse Allah’tan imdad istesin ve Kehf suresinin evvelini okusun. Onun üzerine (ateşi) soğuk ve selametli olur. Nasıl ki İbrahimin üzerine ateş böyle olmuştu.
ـــــ Bir bedeviye şöyle demeside onun fitnesindendir. ‘Şayet sana babanı ve anneni diriltirsem benim, senin rabbin olduğuma şahitlik edermisin?’ Bedevi evet der. İki şeytan annesi ve babası suretinde gelip derler ki ‘Ey evladım ona tabi ol. Muhakkak o senin rabbindir’
ـــــ Yine onun fitnesinden biride bir kişiye musallat olup onu öldürmesi ve testere ile onu ikiye yarmasıdır. Hatta iki parça halinde açılır. Sonra der ki ‘Şu kuluma bakın, muhakkak ben onu şimdi dirilteceğim. Sonra o zanneder ki benden başka rabbisi var’ Allahu Teala o kulu diriltir. Habis (Deccal) der ki ‘Rabbin kimdir?’
ــــ Rabbim Allahtır, sen Allahın düşmanısın, sen Deccalsın, Allaha yemin olsun ki bu günkü olduğum basiretten daha şiddetlisi üzere olmamış tım.
Ebu Said der ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu. “Bu adam ümmetimin cennette derece bakımından en üstünüdür.”
ـــــ Onun fitnesinden biride gökyüzüne emr edip yağmur yağdırması, yere emredip bitki bitir mesidir.
ـــــ Fitnesinden biride, bir beldeye uğrayıp onu yalanladıklarında, sağlam hiçbir yaylım hayva nı kalmayıp hepsinin helak olmasıdır.
ـــــ Başka bir beldeye uğrayıp onu tasdik ettiklerinde gökyüzüne emrederek yağmur yağdırması, yeryüzüne emrederek bitki bitirmesidir, öyle ki o günde hayvanları olduklarından daha fazla semiz, en büyük halde olup memeleri bol sütle dolar.
Yeryüzünde basmadık arazi bırakmaz, ancak Mekke ve Medine hariçtir. Kapılarından hiç birin den onlara giremez, ancak melekler onu keskin kılıçlarla karşılarlar, taki Medine’nin yakınında çorak kırmızı bir araziye iner. Medine, ahalisini üç kere şiddetli şekilde sallar. İçerde münafık erkek ve kadından kimse kalmayıp hepsi çıkar. Körük demirin pisliğini dışarı attığı gibi Medine, içinde bulunan habisleri dışarı atar. Bu güne halas (kurtuluş) günü denir.
Ebu Akrenin kızı Ümmü Şerik derki ya Resulullah o günde araplar nerdedir.
Buyurdu ki “O gün araplar çok azdır. Toplulukları Beyti Makdis’dedir. (Kudüs) İmamları salih bir adamdır.
Bir ara imamları (Mehdi) sabah namazı için öne geçince o anda Meryem oğlu İsa iner. İmam olan zat gerisingeri döner ki, İsa (Aleyhisselam) insanlara namaz kıldırsın. İsa elini onun iki omuzu arasına kor, sonra şöyle der “Öne geç ve namazı kıldır. Zira senin için kamet edilmiştir.” İmamları onlara namazı kıldırır.
Namaz bitince İsa (Aleyhisselam) der ki “Kapıyı açın.” Kapı açılır, birde ötesinde Deccal ve beraberinde yetmiş bin yahudi hepsi kılıç ve kalkanla kuşanmş.
Deccal, İsa’yı (Aleyhisselam) görünce, su içinde tuz eridiği gibi erir ve korkarak kaçar. İsa (Aleyhisselam) derki “Muhakkak benim için sana vurmak vardır. Bu hususta beni geçemezsin.” Onu (Deccali) doğu tarafındaki Luddi kapısının yanında yakalayıp öldürür.
Allahu Teala yahudileri hezimete uğratır. Allahın yarattığından hiçbir şey ile yahudiler örtünemezler ki Allahu Teala o şeyi konuştur masın. Ne bir taş, ne bir ağaç, ne bir duvar, ne bir hayvan. Ancak kargad ağacı müstesnadır. Zira bu ağaç onların ağacı olup yahudiyi haber vermez. Diğerleri konuşup “Ey Allahın kulu müslüman. Şu saklanan yahudidir, gel onu öldür.” (derler.)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu “Deccalın günleri kırk senedir. Bir senesi, senenin yarısı gibidir. Bir senesi ay gibidir. Bir ayı Cuma gibidir. Diğer günleri kıvılcım gibidir. Öyle ki kişi şehrin kapısında sabahlar, akşama diğer kapısına ulaşamaz.
Denildiki ya Resulullah o kısa günlerde nasıl kılarız. Buyurdu ki şu uzun günlerinizde taktir ettiğiniz gibi taktir edersiniz ve kılarsınız. (İbni Mace)
Bugün 380 ziyaretçi (523 klik) kişi buradaydı.