AHMET ÜNAL
besmelebilgi
![](http://www.enfal.de/bismi.gif)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BİSM ;
Bism Zatından zatına tecelli etmeyi irade buyuran İlah’ın; AMA da sonsuz varlığında mevcut olan sonsuz isimlerine, yaratacağı varlıkların içinde nurdan-enerjiye, (öz ateş Kur’an tabiri) enerjiden – balçığa, balçıktan – atom elemanlarına ve atoma, atomdan – moleküle, molekülden – hücreye altı günde (aşamada) yaratılış sıralamalarında hangi aşamada ve hangi sırada her isim varlığına almış olduğu ismin zikrini ve ilk tecelliden sonra yaratılışı yaşayıp tekrar kıyamet bitiminde AMA ya kavuşuncaya kadar kaç kere zikredeceğinin vahyini alma anı BİSM dir. Bu an “OL”emrinin zuhurudur. Kâinat ve içindekiler, Yaratıcısı tarafından BİSM de zamansızlık ortamında planlanmıştır. Allahu Teala zamandan ve mekândan münezzehtir. BİSM de varlığa zuhur emri alan esmalar; Resulullah Efendimizin (sav) nurun ala nurunu oluşturmuştur. Bu hal Resulullah Efendimizin (sav) AMA’ dan zuhura yani Yaradan’ının varlığından yine Yaradan’ına ilk miracı olmuştur.
İLLAH ;
AMA sonsuzdur, sınırı yoktur. Yaratılmış âlemler ve içindekiler hala AMA nın içindedir. Kendi sonsuz Ahadiyetinde bilinçlendirip sevdiği Habibi’nin zuhura gelip onu Halifesi olarak göndereceği Kâinatı ve içindekileri yaratmasının başlangıcını teşkil eden Zatından Zatına tecelli etmiştir. İşte her şeyi yaratan İLAH yaratacağı varlıklara kendini bildirmek ve tanıtmak için Mukaddes varlığına ALLAH ismini almıştır. İLLAH; Yaradan’ın ALLAH ismini almasıdır. Buraya kadar BİSMİLLAH tamamlanmıştır. Yani “İNNALİLLAH” Allahtan geldik sürecinin sırrıdır.
İRRAHMAN ;
Allah celle celaluhu Zatından Zatına tecelli etti; Resulullah Efendimizin (sav) nurun ala nur bedenini yarattı, “Allah ilk olarak benim nurumu yarattı” (hadis) ondanda diğer insanların nurunu ve diğer canlı cansız varlıkları yarattı. Allah Kainatı, içindekileri belli bir düzende ve dengede tutmak için kendi varlığından RAHMAN ismini tecelli ettirip tüm kainatı ve içindekileri RAHMAN kuşatmasına aldı ardından Kainata ve içindekilere istiva edip Alemlerin Efendisine teslim etti. Bununla beraber ”İNNA İLEYHİ RACİUN” sureci başlamış oldu. Buraya kadar BİSMİLLAHİRRAHMAN dır.
İRRAHİM ;
Alemlerin efendisi Resulullah Efendimiz (sav) AllahuTeala dan Alemleri emanet sahibinden aldıktan sonra Allah cc Habibine ve ümmetine RAHİM ismiyle tecelli etti. Resulullah Efendimizde kainatı, içindekileri ve ümmetini RAHİM Tecellisinin tesiriyle sonsuz bir sevgi ve şefkatle kucaklayıp alemlerdeki tebliğ ve idare yükünü yüklendi. Tebliği alanlara Allah cc RAHİM ismiyle tecelli etti ve besmele tamamlandı.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
"Besmele'nin sırrı "B" harfindedir. Meselâ Tevbe Sûresi'nin (Berâe Sûresi) başında Besmele yoktur, ama B harfiyle başlayan bir ayet vardır. Bu sûre "Beraetün" diyerek başlar. Kur'ân-ı Kerîm'deki sûreler Besmele ayetiyle başlar, fakat Besmele'den sonra B harfiyle başlayan hiç bir ayet yoktur. İşin sırrı Besmele'de saklı olduğu için, her sûrenin başında Besmele ayeti vardır. Sadece Tevbe Sûresi zaten "B" harfi ile (Berâe..) başladığı için Besmele yoktur."
Çok ilginçtir ama Kur'ân-ı Kerîm'de Tevbe Sûresi'nden başka hiç bir sûre "B" harfi ile başlamaz, başındaki Besmele ayetlerini saymazsak... Sadece Tevbe Sûresi "B"erâe... diye başlar ve onun da başında Besmele yoktur. (Yani B harfiyle başlayan tek sûre Tevbe Sûresi ve başında Besmele yok; diğer sûrelerin hiç biri B harfiyle başlamıyor, ama başlarında Besmele var. ) "Neden?" diye düşünen ehlullah sonunda sırrın "B" harfinde olduğunu fark etmiş. Şifre B harfi... Sırrın "B" olduğunu anlayan için, Besmele ve Fâtiha'yı anlamak çok daha kolaylaşır. Aslında söz konusu "B" sırrı olunca, bu anahtarın işaretinin Tevbe Sûresi'nda (Berâe Sûresi)verilmesi ve sûrenin "B"erâetün diye başlaması da çok anlamlıdır. Konuya bu açıdan bakılınca bambaşka düşünsel ufuklara yelken açılabilir.
Berâe kelimesi; "aklanmak, yükümlülükten kurtulmak" veya "beri olmak, temiz ve suçsuz çıkmak" yada "iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması" anlamına gelmektedir. Ayrıca, ünlü Kur'an kelimeleri bilgini er-Rağıb el-İsfehanî de itizal sözcüğünü "Berâe" kelimesiyle açıklamaktadır. İtizal kelimesi ise şu anlama gelmektedir: Bulunulan yerden, konumdan veya içinde yaşadığı, kendi değer ölçülerine göre yönlendiremediği toplumdan bir kopma, ayrılma, ayrışmadır. Kur’an’ın, Allah Rasûlünün müşriklerden beri olduğunu oldukça sert, hatta "ültimatom" denebilecek bir üslupla bildirdiği sure, ilk kelimesine atfen "Berâe" adını almış, fakat "Tevbe" suresi olarak resmiyet kazanmıştır.
İşin daha enteresan yanı ise, Tevbe Sûresi'nin açıklanma biçimidir. Bu sûre inince Rasûlullah aleyhiselâtu vesselâm Allah'ın emirlerini hacdaki insanlara tebliğ etmesi için Hz. Ali'yi görevlendirir. Hz. Ali hac kafilesine ulaştığında Hz. Ebu Bekir, "Amir olarak mı geldin, yoksa memur olarak mı?" diye sorar. Hz. Ali de sadece sûreyi Mekke'de hacılara tebliğ ile me'mûr olduğunu bildirir. Hz. Ali bayramın birinci günü Akabe Cemresi yanında ayağa kalkarak kendisinin Hz. Rasûlullah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu bildirir ve bir hutbe okur. Daha sonra bu sûrenin başından 30 veya 40 âyet okur. Yukarıda aktardığımız "B" sırrı ile ilgili sözün Hz. Ali'ye ait olduğunu da düşünecek olursak, tüm bu olup bitenler çok mânâlıdır. Hayatta hiç bir olayın tesadüf olmadığını ve özellikle Hz. Rasûlullah'ın her türlü fiilinin altında önemli bir sır yattığını görebiliriz. Bu konuları daha detaylı olarak düşünmenizi tavsiye ederim. Bu sayede başka sırlara da ulaşacağınızı umuyorum. Ayrıca, Hz. Ali'nin yukarıda aktardığımız sözünde Fâtiha Sûresi'nin önemine de dikkat çekiliyor. Bu sûrenin anlamını da düşünecek olursak, insanın hilafet sırrını daha kapsamlı şekilde anlayacağımızdan hiç kuşkum yok.
Her şeyin başlangıcı ve sonudur, her işin anahtarıdır.
Alıntı
Bugün 432 ziyaretçi (611 klik) kişi buradaydı.