BÜYÜK HUN İMPARATORLUĞU (M.Ö 220 - M.Ö 46)
Büyük Hun İmparatorluğu (Çince anlamı ; Doğu Hiung-nu) M.Ö. 220 (M.Ö. 56'da ülke Batı ve Doğu olarak ikiye ayrıldığından Doğu Hun hanedanlığı olarak devam etmiştir.)
M.Ö. 220 yılında Hiung-nu'lar tarafından kurulan ilk imparatorluktur. En yaygın teze göre, Türk ve Moğol boylarından oluşmakta idi. Hiung-nu adına ilk olarak M.Ö. 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı'nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır. Hiung-nular günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin'in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler. Bilinen ilk imparatorları Teoman(Tuman)'dır. En büyük imparatorları ise, Mete'dir. Çinliler önüne geçemedikleri Hiung-nu'ların saldırıları ardından "Büyük Çin Duvarı" (Çin Seddi)'ni inşa etmek zorunda kalmıştır(M.Ö. 214). Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir. Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısmı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır. Hiungnu'lar en parlak dönemini Mete zamanında yaşamıştır. Mete orduyu onluk, yüzlük (Bölük), binlik ve onbinlik (Tümen) birimlere ayırmış, aynı zamanda onbaşı, yüzbaşı, binbaşı, tümenbaşı gibi rütbeler kullanmıştır. Bu sistem günümüzde de uygulanmaktadır. Öyle ki Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak (M.Ö. 209) Mete'nin tahta çıkış tarihi kullanılmaktadır.
Onlu Sistem
M.Ö. 209'da orduyu on ve onun katmanlarına göre düzenleyen Mete Han Türk Kara Kuvvetleri'nin de temelini atmıştır. Bu tarih günümüzde Türk Kara Kuvvetlerinin kuruluşu olarak kabul edilmektedir. Tarihte, onlu sistemi ilk kullanan halkın Hunlar olduğu belirtilir. Mete'nin bir mektubu,
Metenin Çin İmparatoruna yazdığı mektup:
"Yay çekebilen ve kullanabilen tüm kavimler Hun olarak bir tek aile halinde birleştirildiler. Artık Hun ülkesinde küçükler büyümeleri için gerekli çevreyi elde edecekler; yaşlılar ve büyükler iseyurtlarında sessiz ve rahat yaşayacaklardır. Nesillerden nesillere bütün Hunlar barış ve mutluluk içinde kalacaktır. Tanrı'nın lütuf ve inayeti ile subay ve askerlerimin üstün yetenek ve erdemleri ile dayanıklı atlarımın üstün gücü ile Kuşhanları ezerek yendim. Çin sınırındaki bütün küçük devletler ile, bütün Orta Asya halkları düzene kavuşturuldu. Bunların hepsi artık Hun oldular."Hiung-nu (Hun) adına ilk olarak M.Ö. 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı'nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır. Hiung-nular günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin'in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler.Bilinen ilk imparatorları Teoman(Tuman)'dır. En büyük imparatorları Mete'dir. Çinliler önüne geçemedikleri Hiunh-nu'ların saldırıları ardından "Büyük Çin Duvarı" (Çin Seddi)'ni inşa etmek zorunda kalmıştır. (M.Ö. 214) Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir. Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısmı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır. En parlak dönemini Mete zamanında yaşamıştır.[kaynak belirtilmeli] Mete orduyu onluk, yüzlük (Bölük), binlik ve onbinlik (Tümen) birimlere ayırmıştır. Bu sistem günümüzde de uygulanmaktadır. Öyle ki Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak (M.Ö. 209) Mete'nin tahta çıkış tarihi kullanılmaktadır.
1 Bozkırların İmparatorluğu
Bozkırların İmparatorluğu [değiştir]Kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. M.Ö. 220 yılında Teoman tarafından kurulduğu kabul edilir. Teomandan sonra devleti büyük bir imparatorluk haline getiren Mete'dir. Hun, Türk ve Moğol boylarını bir çatı altında toplayan Mete, İpek yoluna egemen olmak için Çin ile savaşmıştır. M.Ö. 200 yıllarında Çin'i yenilgiye uğratarak vergiye bağlamıştır. M.Ö. 187 yılında Çin İmparatorluk ordusunu, ki başında Ka-o-ti bulunmaktadır, Pa-i-Teng sefereinde 10 bin kişilik disiplinli ve düzenli ordusuyla yenilgiye uğratmıştır. Bu çin ordusunun sayısının bazı kaynaklarda 200 bin bazı kaynaklarda ise 35 Tümen yani 350 bin olduğu yazmaktadır. Mete devrinde Sibirya, Çin Denizi, Japon denizi ve Hazar Denizi arasında kalan tüm topraklara hakim olunmuştur.
Metenin Çin'i topraklarına bağlamayıp, vergi almak suretiyle yönetmesi sebebi, Çin yerleşik hayatı ve siyasi etkisinden uzak durma olarak yorumlanır. Bunun yanında Çin'in kalabalık nüfusu altında Hunluk özelliklerini kaybetmek istememiştir.
Hunlardan kalan bir kemer tokasıMetenin ölümünden sonra bir süre daha gücünü koruyan devlet, Çinli prenseslerle evlenme geleneği ile Çinli prenseslerin casusluk faaliyetleri, Hun boyları arasındaki iktidar kavgaları, Çinin İpek yolu üzerinde gittikçe siyasi nüfuzunu arttırması gibi nedenlerle M.Ö. 46 yılında Hunlar Doğu Hunları ve Batı Hunları olmak üzere ikiye ayrıldı. Bu ikiye ayrılışın nedenlerinden birisi de Büyük Hun Devleti'nin başında bulunan Ho-han-ye' nin ekonomik sıkıntıları da neden göstererek Çin egemenliğine girmek istemesidir ki, bu düşünceyi kardeşi Çiçi, "atalarına saygısızlık" olarak kabul edip esaret altına girmeyi reddetmiştir.
Batı Hunları Çiçi yönetiminde Talas'ın batısına egemen oldular. Akhunların ve Avrupa Hunlarının kurulmasında etkin rol oynadılar. Batı Hunluları'nın başında bulunan Çiçi'nin Çin'e karşı verdiği mücadelede kısa bir süre sonra başarısız olduğu görülmüştür. Zira Çiçi, Çin ile mücadelede eski Hun savaş taktiklerini bırakarak bir şehir kurup burayı kale haline getirerek savunma savaşı yapmayı yeğlemiştir. Bu kendisinin birinci hatasıdır. Yenilgisinde etkili olan diğer hata ise emri altında bulunan askerlere çok sert davranmasıdır. Büyük hun devleti ilk kurulan devlettir.
Doğu Hunları Ho-Han-ye yönetiminde Talas'ın doğusunda M.S 48 yılına kadar hüküm sürdü. Çin'in siyasi hareketleri sonucu, M.S. 48 yılında Güney ve Kuzey Hunları olmak üzere ikiye ayrıldı. Kuzey hunları hakan Pi yönetiminde Moğol ve Sibirya stepleri çevresinde 156 yılına kadar devam etti. Güney Hunları Panhu yönetiminde Uygur havzasında ve Çine yakın bölgelerde 216 yılına kadar devam etti.
Doğu Hunlarının kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmasının sebebi; Panhu yönetimindeki Türkler'in Çin'in siyasi üstünlüğünü kabul etmesine rağmen, yeğeni Pi yönetimindeki kuzey Türklerin'in Çin üstünlüğünü kabul etmeyişidir. (Güney Hunları: Batı Hun İmparatorluğu
Güney Hunlarının yıkılması sonunda Çin siyasi egemenliği çerçevesinde Çin ülkesine tampon maksatlı birçok küçük Hun devleti kurulmuştur. Bu Hun devletleri Göktürk siyasi üstünlüğüne kadar devam etmiştir.
Devletin liderleri [değiştir]Çin kaynaklarında Hun (Hiung-nu) devletinin yöneticileri Tanhu (Şanyu) olarak anılmaktadır. Bu kelimenin komutan yada imparator gibi bir anlamı olduğu tahmin edilir.[1] Çin kaynaklarında Hunların (Hiungnu) önderi Mete Modu Danyu diye geçmektedir. M.Ö. 46 Büyük Hun İmparatorluğunun Doğu ve Batı olmak üzere birinci bölünüşü, Çiçi yönetimindeki Batı Hunları kısa sürede dağılmışlar ve çevre ülkelere göçmüşler, Avrupa Hunları'nın ve Akhunların oluşmasını sağlamışlardır. Doğu Hunları ise Ho-Han-Ye idaresinde Büyük Hun olarak sürmüştür.
Egemenlik Alanı.
Orta Asya steplerindeki tüm Türk boyları, Moğol kabileleri, Moğol Tatarları, Tunguzlar, Yüeçiler (Kuşhanlar), Çin Hanedanlığı, İpek Yolu. Kapladığı alan: Kuzeyde Sibirya; güneyde Tibet, Keşmir; doğuda Büyük Okyanus; batıda Hazar Denizi (18.000.000 km²)
Kültür.
Hiung-nu'lar kendi belgelerini bırakmadığı için arkeolojik deliller dışında Çin kaynaklarına bakılmaktan çare yoktur. Hiung-nu'lar özelliklerinden bir kaç örnek:
Gençlerin önemsenmesi ve yaşlıları önemsenmemesi
Reisi vefat edince, yerine oturan oğlunun kendi anası dışındaki babasının kadınlarını alması
Ancak bu özellikler sadece Hiung-nu'lar değil, diğer göçebe kabileler için de geçerlidir. [kaynak belirtilmeli] Ayrıca bunların Çin medeniyetin ahlak anlayış ve mantığına aykırı olduğu için Çin kaynaklarında Hiung-nu'ların gelenek ve göreneklerinden bahsedilken eleştiri içerikli cümleler kullanılmıştır.
Hiung-nu'ların dini, Şamanizm ve Tanrı (Tengri) inancı olup, yılda üç kez büyük ayinî bayram düzenliyordu.
Alkeolojik kazıların sonucuyla Hiung-nu'ların başkentinin Ulan Batur (Moğolca: Улаанбаатар; Ulaanbaatar)'un kuzeyinde bulunan Noin-Ula kurganında olduğu saptanmaktadır. Ve kurganlarından kazılan Hiung-nu'ların tekstillerin eski Fars ve Yunan kültürünün etkisi tespit edilmektedir.
Çiçi'nin Çin kayıtlarındaki sözleri [değiştir]Çin elçisinin Çiçi ile ilgili düştüğü bir kayıt şöyledir: " Boyun eğmeyeceğiz. Zira öteden beri Türkler kuvveti takdir eder, tabi olmayı hakir görürler. Savaşçı süvari hayatımız sayesinde adı yabancıları titreten bir millet olduk. Biz ölsek de, kahramanlığımızın şöhreti kalacak, çocuklarımız ve torunlarımız diğer kavimlerin efendisi olacaktır.
Devlet Yönetimi.
Hun devleti başında bulunan kişi " tan-hu" ya da "şen-yu" olarak anılıyordu. Tanhu sözcüğü bir unvan olarak " sonsuz genişlik" anlamına gelmektedir. Hükümdarlık da kut anlayışı egemendi. Hükümdarlığın tanrıdan geçtiği görüşü vardı. Ülke, töre hükümlerine göre yönetilirdi. Şenyunun görevi, ülkede dirliği sağlamak, adaleti gerçekleştirmek, orduya komuta etmek, meclisi yönetmek olarak sıralanabilir. Hükümdarlık babadan oğla geçmektedir. Ülke oğullar arasında doğu, batı, merkez olarak miras bırakılmaktadır. Türk devleti hükümdarı eşine "ka-tun"(hatun) denirdi. Yönetimde söz sahibiydi. Büyük Hun Devleti'nde üç meclis bulunuyordu.
1. Meclis: Dini nitelikte konular tartışılır. Yılın ilk aylarında toplanırdı.
2. Meclis: Haziran ayında toplanır ve devlet işleri görüşülürdü.
3. Meclis: Sonbaharda toplanılır ve askeri işler görüşülürdü.
Devamlı devleti yöneten " seçkinler meclisi" vardı. Bu meclise " toy " denilmekteydi.
Ordu.
a. Hun ordusu ücretli değildi.
b. Hun ordusunda kadın-erkek asker sayılır, her an savaşa hazır bulunurdu. (ordu-millet anlayışı)[kaynak belirtilmeli]
c. Hun ordusunun temeli atlı askerlere dayanırdı.
d. Ordu tümen sistemine göre teşkilatlanmıştır. (10.000 kişi)
e. Kullanılan araçlar: ok ve yaydı. Yakın dövüşte kılıç, kargı kullanılırdı.
f. Savaş stratejisi; keşif seferleri ve yıpratma savaşları olarak ikiye ayrılıyordu.[kaynak belirtilmeli]
g. Sahte geri çekilme ve turan taktiği teknikleri kullanıldığı Çin kayıtlarından öğrenilmektedir.
|
|