AHMET ÜNAL
gokyuzunedenmavi
GÖKYÜZÜ NEDEN MAVİDİR. ?
İçerisinde yaşadığımız dünya ile ilgili bilmediğimiz pek çok konu mevcuttur. Ancak bilmediklerimiz kadar doğru bildiğimizi sandığımız dünya mekanizmaları da vardır. Bunlardan belki de en ilginci gökyüzünün rengidir. İnsanların büyük bir çoğunluğu tüm gökyüzünü kaplayan atmosferimizin neden mavi renk olduğunu merak eder ya da tam aksine, zaten mavi renk olduğu için bunun nedeni üzerinde kafa yorma gereği duymaz. Pekala, gökyüzünün gerçekten de mavi renk olduğuna emin misiniz.
Gökyüzünün aslında mavi renk olmadığını duyan insanlar hemen bu durumun yanlış olduğunu ispatlama çabası içerisine girer. Gözleri ile gördükleri bir şeyin gerçek olmayacağı düşüncesi, insanın bu soruyu sorgulamasına neden olmaktadır. Gökyüzünün gerçekten gördükleri gibi mavi renk olduğunu ispatlamak isteyen insanların ilk söylediği şeylerden birisi, içerden baktığımızda mavi renk olan gökyüzünün uzaydan da mavi renk göründüğüdür. Dünyamız uzaydan dahi mavi renkte görünüyorsa, gerçekten de gökyüzü mavi renktir düşüncesi pek de doğru değildir.
Mavi olarak “gördüğümüz” gökyüzü aslında mor renktedir. Bu durum tamamen ışığın yapısından kaynaklanan, ışığın dalga boyalarına göre farklı enerjiye sahip olmasından ötürüdür. İlkokul yıllarında birçoğumuzun yaptığı 7 renk cetveli, ışığın sahip olduğu dalga boylarına göründüğü renkleri temsil eder. Dünyamıza uzaydan gelen güneş ışınlarındaki en yüksek frekansa sahip olan kırmızı, sarı ve turuncu gibi renkler atmosferimizdeki hava molekülleri içerisinden rahatlıkla geçebilir. Atmosferimizdeki hava moleküllerini geçerek dünyamıza gelen bu yüksek dalga boyuna sahip renklerin dışında, düşük frekanslı mavi ve mor renk atmosferimizde emilir. Hava moleküllerinin emebileceği kadar düşük frekansa sahip mavi ve mor ışık, daha sonra yine havada bulunan bu moleküller tarafından dışarıya verilir. Hava molekülleri her yanımıza bulunduğundan, mavi ışık her yönden gözümüze gelir ve bizim gökyüzünü mavi olarak algılamamıza neden olur. Ancak hava molekülleri tarafından en fazla emilime uğrayan renk mordur. Yani gökyüzündeki moleküller etrafa en fazla mor rengi saçarlar ancak insan olarak bizim gözümüz bu mor rengi algılayamaz.
İnsan gözünün evrimine hala herhangi bir açıklama getiremeyen bilim adamları, insan gözünün mavi renge çok duyarlı olmasını da açıklayamaz. Yapılan tüm bilimsel araştırmalar insan gözünün mavi renge karşı aşırı hassas ve duyarlı olduğu sonucunu ortaya çıkartmıştır. Yaradılış itibarıyla mavi rengi mor renkten daha baskın olarak algılayan gözümüz, uzaydan bakıldığında da dünyamızdan gelen mor ışığı göremez. Bu nedenledir ki, dünya atmosferinin mavi renk olarak görürüz. Özellikle kış aylarında havanın kapalı olduğu günlerde gökyüzünü gri tonlarında görürüz. Çünkü açık havada yüksek oranda emilen mavi rengin aksine, bulutlar gazdan oluştuğu için her rengin eşit oranda saçılmasına neden olur. Kısacası her zaman mavi olduğunu sandığımız gökyüzü aslında mor renktir ancak insanlar olarak bunu hiçbir zaman göremeyeceğiz.
İçerisinde yaşadığımız dünya ile ilgili bilmediğimiz pek çok konu mevcuttur. Ancak bilmediklerimiz kadar doğru bildiğimizi sandığımız dünya mekanizmaları da vardır. Bunlardan belki de en ilginci gökyüzünün rengidir. İnsanların büyük bir çoğunluğu tüm gökyüzünü kaplayan atmosferimizin neden mavi renk olduğunu merak eder ya da tam aksine, zaten mavi renk olduğu için bunun nedeni üzerinde kafa yorma gereği duymaz. Pekala, gökyüzünün gerçekten de mavi renk olduğuna emin misiniz.
Gökyüzünün aslında mavi renk olmadığını duyan insanlar hemen bu durumun yanlış olduğunu ispatlama çabası içerisine girer. Gözleri ile gördükleri bir şeyin gerçek olmayacağı düşüncesi, insanın bu soruyu sorgulamasına neden olmaktadır. Gökyüzünün gerçekten gördükleri gibi mavi renk olduğunu ispatlamak isteyen insanların ilk söylediği şeylerden birisi, içerden baktığımızda mavi renk olan gökyüzünün uzaydan da mavi renk göründüğüdür. Dünyamız uzaydan dahi mavi renkte görünüyorsa, gerçekten de gökyüzü mavi renktir düşüncesi pek de doğru değildir.
Mavi olarak “gördüğümüz” gökyüzü aslında mor renktedir. Bu durum tamamen ışığın yapısından kaynaklanan, ışığın dalga boyalarına göre farklı enerjiye sahip olmasından ötürüdür. İlkokul yıllarında birçoğumuzun yaptığı 7 renk cetveli, ışığın sahip olduğu dalga boylarına göründüğü renkleri temsil eder. Dünyamıza uzaydan gelen güneş ışınlarındaki en yüksek frekansa sahip olan kırmızı, sarı ve turuncu gibi renkler atmosferimizdeki hava molekülleri içerisinden rahatlıkla geçebilir. Atmosferimizdeki hava moleküllerini geçerek dünyamıza gelen bu yüksek dalga boyuna sahip renklerin dışında, düşük frekanslı mavi ve mor renk atmosferimizde emilir. Hava moleküllerinin emebileceği kadar düşük frekansa sahip mavi ve mor ışık, daha sonra yine havada bulunan bu moleküller tarafından dışarıya verilir. Hava molekülleri her yanımıza bulunduğundan, mavi ışık her yönden gözümüze gelir ve bizim gökyüzünü mavi olarak algılamamıza neden olur. Ancak hava molekülleri tarafından en fazla emilime uğrayan renk mordur. Yani gökyüzündeki moleküller etrafa en fazla mor rengi saçarlar ancak insan olarak bizim gözümüz bu mor rengi algılayamaz.
İnsan gözünün evrimine hala herhangi bir açıklama getiremeyen bilim adamları, insan gözünün mavi renge çok duyarlı olmasını da açıklayamaz. Yapılan tüm bilimsel araştırmalar insan gözünün mavi renge karşı aşırı hassas ve duyarlı olduğu sonucunu ortaya çıkartmıştır. Yaradılış itibarıyla mavi rengi mor renkten daha baskın olarak algılayan gözümüz, uzaydan bakıldığında da dünyamızdan gelen mor ışığı göremez. Bu nedenledir ki, dünya atmosferinin mavi renk olarak görürüz. Özellikle kış aylarında havanın kapalı olduğu günlerde gökyüzünü gri tonlarında görürüz. Çünkü açık havada yüksek oranda emilen mavi rengin aksine, bulutlar gazdan oluştuğu için her rengin eşit oranda saçılmasına neden olur. Kısacası her zaman mavi olduğunu sandığımız gökyüzü aslında mor renktir ancak insanlar olarak bunu hiçbir zaman göremeyeceğiz.
Bugün 225 ziyaretçi (291 klik) kişi buradaydı.